Adı her ne olursa olsun bahar kutlamalarının en coşkulu en ruhuna yakışır olanlarına Trakya’da raslarsınız. Binlerce kişi kırmadan, dökmeden, birbirini incitmeden sadece ve sadece bolluğun bereketin simgesi baharı kutlamak için bir araya gelir. Orta Asya’nın Nevruz’u Trakya’da Mart Dokuzu adıyla yeni bir kimlik bulur. Cemrelerin düşmesinden Haziran başına kadar olan uzunca bir süre boyunca, yoğruldukları kültüre göre isimlendirilen daha birçok bahar kutlamasına sahne olacaktır Trakya. Dallık, Hıdırellez, Kakava, Tayakadın Şenlikleri, Tepre Şenlikleri.... Hıdırellez ismi bilinirliği ile ön plana çıksa da; yeşerdiği kültür ortamına, beslendikleri kaynağa, kutlandıkları yere ve zamana göre farklılıklar gösteren daha pek çok bahar kutlamasına ev sahipliği yapar Trakya. Hikayeyi cemrelerin düştüğü zamana kadar götürmek mümkündür. Baharın ilk müjdecisi olan cemreler halk takvimine göre Kasım günleri olarak bilinen dönem içerisinde gerçekleşir. Cemre "kor-köz" anlamına gelmektedir. Kasım günleri ise halk takvimine göre kış günlerini temsil eden zaman dilimin adıdır. Buna göre yıllık mevsimsel döngü iki dilime ayrılır. Kışı temsil eden Kasım günleri ve yazı temsil eden Hızır günleri. Kasım günleri 179 sürmekte ve Kasım’ın 8’inden Hıdrellez günü olarak bilinen Mayıs’ın 6’sına kadar olan zamanı ifade etmektedir. Hıdırellezle başlayan Hızır günleri ise yazı temsil eder ve 186 gün sürer. Kasım'ın 105. gününde havaya, 112. günü suya ve en son olarak da 119. günü toprağa düştüğüne inanılan cemreler, genel olarak doğanın uyanması için gerekli sıcaklıkların görülmeye başlandığı zamanı ifade eder. Birer hafta arayla görülen cemrelerin ilk ikisi miladi takvime göre Şubat ayının son iki haftası, sonuncu cemre ise Mart ayının ilk haftası gerçekleşir. Ve doğa yavaş yavaş uyanmaya başlar. Bahar bolluğun bereketin, sıkıntılardan ve hastalıklardan kurtulmanın da simgesi oluverir dolayısıyla. Çetin kış günlerinden sonra baharın gelişi müjde gibidir. Ve baharın bu müjde yüklü gelişi inançlar, gelenekler ve kültürün yüzyıllardır yoğrulmasıyla devşirdiği bir ruhla kutlanmalıdır artık.
|