Hava Durumu
Takvim
Balcı Remzi Vurdum

 

Ön-Em Oto

KAYBOLAN DEĞERLERİMİZ....AYNALI SÜPÜRGE

GENÇ KIZLARIN ÇEYİZİ, DELİKANLILARIN ÖVÜNCÜ

         “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu!” demiş Köroğlu. Ne kadar doğru söylemiş. Hayatımızda yeri her geçen gün artan, sadece mertliği değil pek çok manevi değeri de alıp götüren, bile bile lades dediğimiz, vazgeçemediğimiz şey: teknoloji. Hayat daha da kolaylaştı; artık dereye gidip su alıp gelmek, çamaşırı külle yıkamak, geceleri mum ışığında oturmak tarih oldu. Sabah kalkınca ilk iş eline süpürge alıp evi süpürmek değil;, internete, televizyona bakmak... Süpürge demişken! Rahmetli babaannem elektrikli süpürgeye yıllarca güvenememiş, elektrikli süpürgeden sonra hep bir kere de çalı süpürgesiyle süpürmüştü evini. Babaannem bu diyardan gidince çalı süpürgesi vefalı bir sevenini kaybetmiş oldu. Babaannem… Sizin babaanneniz, anneanneniz, büyükanneniz derken… Giden her çınarla beraber vefa da durmadı, gitti; Edirne’nin kültürel mirası olan süpürgeleri hatırlayanlar azaldı.

“Süpürgesi yoncadan,

Gayet beli inceden,

Ben seni sakınırım,

Yerdeki karıncadan.”

diyen türküler de unutuluyor tıpkı süpürgeler gibi. Süpürgeciler Hanı diye bir yer varmış meğer Edirne’de, süpürgeyi araştırırken gördüm. 1985 yılında 118 kayıtlı üyesi varmış. Yaprak dökümü gibi her sene azalmış sayı. Günümüzdeyse nerdeyse yok olmuş.

        Süpürge deyince aynalı süpürgeyi unutmak olur mu? Her genç kızın rüyası, dikiş makinesi olmadan çok önce her çeyize konulan; bizim kızımız çok hamarat, çok tertipli anlamına gelen aynalı süpürgeler... Eğer bir evin dış kapısında asılıysa anlayın ki gelinlik kız var o evde. Eğer bir erkeğin ellerinde boya varsa anlayın ki o süpürgeci; çok gözde mesleği var hem de! O zaman şimdilerdeki gibi araba plakalarına mesleğin baş harflerini yazmak yokmuş ama süpürge yaparken kök boya ile boyanan elleri gururla göstermek varmış.          

             Rivayetlerden birine göre hem çok süslü hem de azıcık tembel bir gelin, hep aynaya bakıp taransın istermiş süpürge yapmak yerine; kaynanasının canına tak etmiş bir gün. Getirmiş aynalı süpürgeyi gelinine,” Hem bakın hem taran!” demiş. Diğer bir rivayete göre de gelinler hem süpürür hem de kaynanasına bakarmış aynadan, ne yapıyor diye. (Her çeyize konma nedeni, şimdi anlaşıldı!)

           Şimdilerde evlerde süpürge kalmadı tabii, ama çarşıda aynalı süpürgeler var. Ben dokuz sene önce Edirne’ye geldiğimde çarşıda satılan, hediyelik aynalı süpürgeler normal bir süpürgenin yarı boyundaydı; şimdilerde onun da yarı boyunda. Gittikçe küçülüyor ebat. Moda oldu diye narları dizdik, filleri koyduk her tarafa; ama süpürgeye yer bulunamıyor nedense. Oysaki o bir tarih! Bir miras bize! Hem de aynalı ve süslü. O süslerde yokluk içinde yaşayan büyüklerimizin sahip olduğu her şeyi güzelleştiren, süsleyen, allayan pullayan ruhlarının güzelliği, naifliği yok mu? Bir mirasa sahip çıkmak bu kadar zor mu? Kültürlerine, miraslarına sahip çıkamayan millet olur mu? Olsa da ondan millet olur mu? Süpürge deyip geçmemek lazım. Kültürel miraslarımıza, tarihimize sahip çıkalım!

Süheyla ERORAL

Tayakadın Şehit Cem Havale Ortaokulu Türkçe Öğretmeni



3575 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi32
Bugün Toplam34
Toplam Ziyaret481561
Saat
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.494234.6325
Euro36.135936.2807